KETOJENİK DİYETTE İŞTAH NASIL ETKİLENİR?
Kilo kaybının temel nedeni, hem diyetin yüksek yağ ve optimal protein içeriği hem de diyetin ketosiz mekanızması ile bastırılmış bir iştahtır. Aynı zamanda düşük karbonhidratlı yiyeceklerin az miktarda alınması, yağ ve protein içerikli yiyeceklerin yüksek miktarda alınması hızlı ve belirgin bir kilo kaybı oluşturur. Bu vücudunuzu ketoz haline getirir, bu da vücudun yakıt için yağ kullanmaya başladığı anlamına gelir. Diyetin özü sağlıklı yağlar ve protein gibi doygunluğu arttırıcı bileşenlere dayanır. Yağ içeriği yüksek olan yemeğiniz yavaşça sindirilir ve bu da daha uzun süre doygun hissetmenizi sağlar.
Diyette karbonhidrat alımının kısıtlanması sırasında karaciğerdeki yağ asidi oksidasyonu ketonların üretilmesine neden olur. Ketojenik diyete ilk başlandığında kandaki keton miktarı artar ve beyin bunları enerji için kullanmaya başlar. Bu alışma süreci dört hafta kadar sürer ve 1 ayın sonunda vücudunuz verimli bir şekilde yağdan gelen enerjiyi harcamaya başlar.
Ketojenik diyetin iştahı etkilemesi beynin açlığı düzenlemede oynadığı rol ile ilgilidir. Vücudunuz daha fazla yiyecek istediğinde bu beyne iletilir. Beyinde bulunan hipotalamus bölgesi yemeklerden sonra oluşan doygunluk hissini yönetir. Yemekten sonra hipotalamusa giden uyarılar sonucunda beynimiz artık vücudumuzu beslemek zorunda olmadığımızı bildirir.
Diyet kan şekeri stabilizasyonunu içerir. Ketoz durumunda, vücutta normal bir karbonhidrat içeriği yüksek diyette olduğu gibi kan şekeri seviyelerinde dalgalanmalar yaşanmaz. Kan glukoz seviyelerinin bu şekilde düzenlenmesi açlığın sinyalinin daha iyi iletilmesine yol açabilir. Ketojenik diyet, açlık hormonları üzerinde baskılayıcı bir etkiye sahip olduğu için açlık semptomlarındaki bir azalmaya yol açar. Açlığın belirlenmesinde ki önemli iki hormon leptin ve ghrelindir.
Leptin’e tokluk hormonu diyebiliriz. Leptin temel olarak, hipotalamusa vücudun yeterli miktarda yağ olduğunu ve bunun sağlıklı bir bireyde besin alımında bir düşüşe yol açması gerektiğini söyler.
Ghrelin’e açlık hormonu diyebiliriz. Mide ve bağırsaklar tarafından salgılanan ve yenen yiyeceğe bağlı bir hormondur. Aç iken, vücuttaki ghrelin yüksek seviyelerde bulunur. Yemek yedikten sonra, vücutta ghrelin seviyesinin azalır ve daha fazla yemek yeme gerekmediği için vücuda yemeyi bırakması iletilir. Bu nedenle, hem leptin hem de ghrelin, iştahın önemli düzenleyicileridir. Ketojenik diyet sonucunda ortaya çıkan bir ketoz durumunda, ghrelin seviyesinde ki artış bastırılır ve bu açlık hissini azaltabilir.